Mostar’ı
geçtikten 18 km sonra harika bir köye, Poçitel’e ulaşıyoruz. Herhalde Bosna’yı
ziyaret eden bir Türk’ün kendisini ülkesinde gibi hissedeceği en güzel mekan Ivo
Andriç’in tabiriyle “taşlı şehir” Poçitel’dir. Tüm yapıları taş kullanılarak
inşa edilen Osmanlı köyü Poçitel elbette savaş esnasında zarar görmüş ancak
savaş sonrasında birebir yeniden inşa edilmiş. Şu an köyde Şişman İbrahim Paşa
camisinin imamı ve ailesi dışında yaşayan aile olmadığını öğreniyoruz. Evleri,
kalesi, yolları, yerleşim biçimi ile tam bir Türk köyü olduğunu hissettiğiniz
bu küçük ve sevimli köyün girişinde camında “Türk çayı bulunur” yazan iki cafe bulunuyor.
Ve tabi ki, köyün girişinden kaleye doğru uzanan yola sıralanmış hediyelik eşya
satıcıları üç beş kelime de olsa Türkçe konuşuyor. Zaten ziyaretçilerin de
hemen hepsi Türk. Yol üzerinde nar ağaçlarından düşen nar çiçekleri ve incir
ağaçlarının kokusu insana müthiş hazlar yaşatıyor. Ancak sıcak havaya dikkat
etmek gerek, zaten sürekli tırmanarak yürüme zorunluluğuna bir de sıcak hava
eklenince insan zorlanıyor doğrusu. Ha bir de bizde İbrahim gibi yürümeyen ve
mızmızlanan bir çocuk faktörü var, onu da unutmadan not edeyim.
(Poçitel
UNESCO tarafından 2005 yılında Dünya Mirası listesindeki yerini almıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder