İlk market alışverişim sebze meyve reyonuna gelince hüsranla
sonlanmıştı. Kendini marul zanneden solmuş yaprak topluluğu, içi geçmiş
patatesler ve aynı kalitesizlikte üç beş meyve sebzeden oluşan küçük manav
reyonlarından zorlukla ürün seçebilmiştim. Ancak daha sonra pazarları ve büyük
manavları keşfedince bu kadar güzel meyve sebzeyi İstanbul’da bulamayacağımı ve
aynı zamanda Türkiye’ye kıyasla ne denli pahalı(yaklaşık iki katı) olduklarını
düşündüm.
Domatesin kokusu gerçekten ellerimde kalıyor. Bu eskilerin hep
anlattığı bir masaldı benim için, burada gerçek oldu. Envai çeşit elma türünü
gördüğüme sevindim. Burada beyaz lahananın birkaç türü var, ince ince doğrayıp
tuzladıktan sonra bir gün bekletip salata şeklinde tüketiyorlar. Biberdeki
çeşitlilik, bazı ithal sebze ve meyveler bir de narenciye bolluğu dikkatimi
çekiyor. Borovnica (Borovnitsa) meyvesi, yaban mersinine benzer diğer yemişler (Brucnica) bizim
tüketmeye alışkın olmadıklarımızdan. Yazın inanılmaz uygun fiyata satın alabildiğimiz ahududu meyvesini yemekten içimde bu bitki yeşerecek diye korkuyorum doğrusu.
Çarşıda, pazarda satıcılar hile yapmak
nedir bilmiyorlar. Bir kilo çilek alacaksanız, paketin altındaki çileklerin
arasında bir tane ezik, çürük ürüne rastlamıyorsunuz. Birkaç ürün aldığımızda,
satıcının fiyatları tek tek kese kağıdına yazıp, sesli sesli topladığına şahit
oluyoruz her defasında. Yabancı olmamızdan ötürü, kandırmadıklarını göstermeye
çalışır gibiler… (Elbette her toplum içinde kötü niyetli insan vardır, olumlu
yada olumsuz genellemelerden kaçınmak isterim,
belki de bana denk gelmedikleri için şanslıyım.)
İşte Bosna'dan farklı lezzetler... |
Ülkede bulamadıklarım ise roka, tere, kişniş vb yeşillikler
oldu. O yüzden Sakarya’daki köyümüzden
getirdiğim organik maydanoz ve dereotu tohumlarımla, annemin Samsun’daki
köyünden taşıdığım kişniş tohumlarını balkondaki saksılarıma ektim. İlk kez
bitki yetiştirmenin, her sabah biraz daha büyüdüklerini görmenin keyfini
yaşamak varmış kaderde. Maydanoz ve dereotunu anladık da kişniş nereden çıktı
diyebilirsiniz, o da damarlarımın yarısında akan Çerkez kanından olsa gerek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder