Miljacka Nehri |
Bir Pazar günü İstanbul’da dışarı çıkmanın beraberinde getirdiği soruları
düşünüyorum, arabayı park edecek yer bulunur mu, kim bilir ne kadar
kalabalıktır, dönüş trafiğine yakalanmadan çıkabilir miyiz acaba gibi onlarca
soru… Burada bir Pazar günü dahi o kadar sakin ki, insan bir güne birkaç yeri,
birkaç işi birden rahatlıkla sığdırabilir. Saraybosna’nın nüfusu sadece
500.000. Tıklım tıklım olan yerler ise sadece cafe ve restoranlar. Halk
dışarıda yiyip içmeyi, bir yerlerde ailece veya dostlarla takılmayı çok
seviyor. Sık sık dışarıda yeme alışkanlıklarını daha önce de birkaç
arkadaşımdan duyduğum için halkın gelir düzeyini merak ediyorum. Eşim maaşların
düşük olduğunu söylüyor. Bunu buranın yerlisi iki genç kız daha söylemişti.
Demek ki, ancak karı koca çalışarak bir denge kuruyorlar, sonra da birin maaşı
dışarıda geçen vaktin bedelini karşılamak için harcanıyor.
Yeşilin en güzel tonları Saraybosna'da. |
***
Bu arada artık zamanı bir turist gibi etkin ve dolu dolu kullanmak
zorunda değilim, bilakis daha önce de değindiğim gibi yavaş bir tempoya girmeye
hayli istekliyim. Kızılderililerin bir yerden bir yere göç ederken ruhları
geride kalmasın diye hızlı gitmemeye özen göstermeleri gibi, ben de ruhumu
bekliyorum sabırla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder