Öne Çıkan Yayın

BOSNA'DA YAŞAM (AVANTAJLAR / DEZAVANTAJLAR)

İnsanın yabancı ülkede yaşamasının hem avantajları hem de zorlukları var. Öncelikle farklı bir kültürü, farklı bir milleti tanımak cidden...

20 Temmuz 2015 Pazartesi

BAYRAMDA TRAVNİK,JAJCE(YAYTSE), BİHAĆ VE CAZİN(TSAZİN)

Bosna'da Ramazan ve Bosna'da Bayram nasıl diye merak ediyorsunuzdur veya burada Ramazan'ın bir başka olduğunu düşünüyorsunuzdur. Öncelikle günlerin uzun olması, yaz tatili ve havaların sıcaklığı ümmet genelinde oruç tutma oranındaki düşüşün sebepleri. Bu düşüş Bosna'da çok daha belirgin, Ramazan'dan bir gün ile sıradan bir gün arasındaki farkı görmek cidden zordu. Elbette her Müslüman coğrafyada olduğu gibi, burada da oruç tutan ve Ramazan'ı güzel şekilde ihya etmeye çalışan insanlar oldu. Camilerde hatimler indirildi, teravihler kılındı, programlar düzenlendi. Bilhassa Kadir Gecesinde camilerde ibadet edecek yer kalmadı. (Pekaralardan(Fırın) gelen pide daha dogrusu somun kokuları karnımızı acıktırdı.)

Bir dostumuzun büyük aile iftarından
Elimizden geldiğince vakit namazlarında ve teravihlerde büyük camilere giderek Ramazan atmosferini yakalamak için çaba gösterdiysek de, bir yanımız buruk kaldı. Çünkü benim açımdan Ramazanı Ramazan yapan, iftar sofrasını paylaştığım dostlarımın ve akrabalarımın sohbet ve muhabbetiydi. Kısa sürede edindiğim samimi dostluklar sayesinde iftar sofralarında sevdiğim dostlarımla(hem Boşnak hem de Türk) buluştum, çok da yalnız kalmadım. Ama Türkiye'de bıraktığım ailemle, akrabalarımla ve dostlarımda iftar yapamamak, gün içinde anlam yüklü sohbetler edememek ve sokağa çıktığımda Ramazan'dan hiç etkilenmeyen insanların sayısının çok çok fazla olması beni eksik bıraktı doğrusu.

Bayrama gelince... Aslında ailemden ve ülkemden uzak geçirdiğim nice bayramım oldu şimdiye kadar. Ama bu durum alışılacak bir durum değilmiş demek, yine de bayramı uzakta geçirmek ailece bizi üzdü. İlk gün bir iki büyüğümüzü ziyaret ettikten sonra, havanın bunaltıcı sıcaklığı ile ne yapacağımızı bilemeden akşamı evde oturarak ve Türkiye'deki akrabaları, arkadaşları arayarak, mesajlaşarak geçirdik. Ertesi gün için ise kendimize şehir dışı bir rota belirledik. Bayram tatilini Bosna'nın en kuzeybatısında yer alan Bihać isimli şehirde geçirmeye karar verdik.

Bihać'a ulaşana kadar zaten daha önce de ziyaret ettiğimiz eski bir Osmanlı şehri olan Travnik'ten, sonra Hırvatların sayıca çok olduğu şehirlerden Jajce'den geçtik. Jajce şelaleleri ile meşhur güzel bir şehir. Zaten Bosna'nın hemen her yerinden akan nehirler muhteşem bir manzara sunuyor insana. İşin açıkçası şehirler aşağı yukarı birbirine benziyor, sınırsız yeşillik, ağaçlar, berrak akan sular ve tertemiz bir hava...Yeşilin ve suyun durmaksızın iç içe geçtiği yollar boyunca, ortalığı yakan sıcaklarda biraz olsun serinlemek için suya giren insanları görüyorsunuz.

Doğrusu Bihać için katettiğimiz 6 saatlik yolun sonunda ilk etapta, Bosna'nın geri kalan yerlerinden daha farklı bir manzara göremedik. Yine yeşil yollar, nehir kenarı ve düzenli bir şehir merkezi... Ancak kaldığımız oteli ve otelin anlaşmalı olduğu restoran müstesna bir güzelliğe sahipti. Bihać turistik açıdan kalabalık bir yerleşim yeri değil. Çünkü Saraybosna'ya bir hayli uzak mesafede. Hırvatistan sınırına yakın olduğu için Slovenya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinin plakalarını bolca görmek mümkün ama bu araçlar turistlere değil, bu ülkelerde yaşayan Boşnaklara ait.

Otelin ve restoranın manzarası.
Akşam namazı sonrası
camiden çıkarken bir bayana Bihaç'ta nerelere gidebileceğimizi sordum. (O an nedense İngilizce sorasım tuttu) Bayan yabancı dil bilmediği için eşinin Almanca bildiğini söyleyerek topu ona atınca, eşlerimiz iletişim kurmak durumunda kaldı. Aile yabancı olmamız hasebiyle bize son derece samimi bir alaka göstererek merkezi gezdirdi ve sonra bir şeyler içmeye davet etti.(Bu arada Boşnakların  yüksek sesle müzik dinlenen ve alabildiğine kalabalık cafelerde oturma alışkanlıklarını da araya sıkıştırmalıyım. Ki ben bu durumdan hiçbir şey anlamıyorum ama kültürlerinin bir parçası olduğunu biliyorum.) Çiftin İbrahim'le yaşıt bir de oğulları olduğundan herkes dengini buldu. Eşler Almanca sohbet etti, çocuklar dile ihtiyaç duymaksızın oynadı. İsmi Suada olan Boşnak arkadaşın anlaşılır bir şekilde konuşması sayesinde ben de Boşnakça muhabbet konusunda epey mesafe kat ettim.

Muhabbetimiz ertesi gün de devam etti. Aile bizi bayramlaşmak için birkaç ailenin daha buluşacağı bir yere ısrarla davet edince kıramadık. Yine kendileri gibi temiz yüzlü ve misafirperver insanlardan oluşan bir grup Boşnak aile ile birlikte Cazin sınırları içinde tertemiz bir nehrin ve hafif bir esintinin cennet havası sunduğu harika bir mekana ulaştık. Küçük kayıklara binerek suyun karşısına geçtikten sonra bize biraz Türkiye'yi hatırlatan bir karşılama ile gerçekten harika vakit geçirdik. Bize durmadan ikramda bulunan ve güler yüz gösteren bu sıcakkanlı insanları tanımak Bihać manzarasından çok daha güzel geldi doğrusu. İbrahim de çok sayıda çocukla bir arada olmanın, nehrin kenarında suyla oynayıp, balık yakalamanın keyfine vardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder